KESİŞEN YAZGILAR: CALVINO’YA SAYGI

KÜRATÖR: İPEK YEĞİNSÜ

Sanat Konuşmaları: Bengü Karaduman & İpek Yeğinsü
12.04.2018

Kesişen Yazgılar Şatosu (1973), yazar Italo Calvino’nun romanda kurguya getirdiği deneysel yaklaşımın en iyi örneklerinden biri. Tarot kartlarının sembolizminden yola çıkan ve ‘semiyotik roman’ olarak da tanımlayabileceğimiz yapıt, “Kesişen Yazgılar Şatosu” ve “Kesişen Yazgılar Meynanesi” olmak üzere, her birinde sekiz farklı öykünün yer aldığı iki bölümden oluşur. Her iki mekanda, bir masanın etrafında toplanmış ve yaşadıkları olayları sözcüklere dökemeyen bir grup insan, öykülerini kartlardaki görsel imgeler üzerinden anlatır. Kartlar sıralandıkça ortaya çıkan kafese benzer strüktür, okuyucuyu da oyuna dahil eden bir arketipler ağı oluşturur. Öyküler yer yer birbirinin içine girer; bazı kartlar farklı anlamlara bürünerek tekrarlanırken, bazıları birden fazla anlatıcının öyküsü için elzem hale gelir. Böylece Calvino’nun tanımıyla ortaya, “her kağıdın anlamının, ondan önce gelen ve onu izleyen kağıtlar dizisindeki yerine bağlı olduğu”  sıradışı bir örüntü çıkar. Yapıttaki öyküler ağını oluşturan imge dizileri, sinematik anlatı ve montaj kavramlarını da gündeme getirir; kartların sıralanışının bir nevi ‘Kuleşov Etkisi’  yarattığını söylemek mümkün. Genel olarak hareketli imge için geçerli sayabileceğimiz bu etki, sergi kurgusunun temelini oluşturuyor. 

Dört haftaya yayılan serginin ilk yarısı kitabın “Kesişen Yazgılar Şatosu”, ikinci yarısı ise “Kesişen Yazgılar Meyhanesi” adlı bölümüyle analojik bir ilişki kuruyor. Her bir bölüm de kendi içinde, iki sanatçının sergi için ürettiği işleri art arda, birer hafta boyunca gösterecek şekilde kurgulandı. Amaç, her bir sanatçının sergi teması öznelinde geliştirdiği önermelerin yanı sıra, yapıtların sergi süreci içindeki diziliminin yarattığı kurgusal etki üzerine düşünmek. Calvino’nun açtığı semiyotik deney alanını, video sanatı bağlamında ‘yazgıları kesişen’ iki ayrı sanatçı ikilisi üzerinden yeniden ziyaret etmek. Küratöryel süreç sırasında, aynı mekanın birkaç ay önce ağırladığı Ergin Çavuşoğlu’nun Desire Lines / Tarot & Chess (2016)  adlı işinin de aynı metne dayandığı bilgisinin keşfi, bu anlam katmanlarına heyecan verici bir yenisini daha ekledi; sergi mekanının, art arda sunduğu görsel imgeye dayalı etkinlikler üzerinden inşa olan kendi öyküsü.

BENGÜ KARADUMAN

BİYOGRAFİ

2018, sessiz video loop (Türkçe 10’ 22”,  İngilizce 10’ 25”)

Ed. 5 + 1 AP

Benlik algısı ve rüya, yansıtma, çağrışım gibi bilinçdışı zihinsel süreçler Bengü Karaduman’ın sanatında önemli bir yer tutar. Biyografi’de 1981-2018 yılları arasında tuttuğu kişisel günlüklerinden seçtiği ve kronolojik bir sıra içinde sunduğu metinler üzerinden alternatif bir yaşam öyküsü yaratan Karaduman, zamanın algılanışındaki öznelliğe işaret eder. Bu öznellik bireyin içinde bulunduğu yaşam evresi ve duygu durum kadar, onu çevreleyen toplumsal dinamikler ile de yakından ilgilidir. Yapıt, geçmişe dair önem verilen alıntıların bugünden bakılarak seçilmiş olmasıyla, bellek ve tarihselleştirme kavramlarına yönelik bir tür eleştirellik de taşır.

Karaduman alıntıladığı metinleri, özellikle son yıllarda üzerinde yoğunlaştığı desen meselesi ile ilişkilendirirken kimi zaman betimleyici, kimi zaman dışavurumcu bir yaklaşımla, ancak daima yalın ve naif görsel bir dil ile karşımıza çıkarır. Hareketli imgeye dönüştürdüğü metni estetik bir öğe olarak da kullanır. Sanatçının “Kesişen Yazgılar” sergisi kapsamında ürettiği yapıtta, ilk anda birbirleriyle ilişkili görünmeyen imge dizilerinin yarattığı simgesel anlam bütünlüğü, romandaki anlatıcıların kartlar arasında kurdukları arketipal anlam ilişkisi ile benzerlik gösterir.

Sergide Biyografi’nin iki farklı dildeki versiyonu, birbirini izleyen şekilde döngü halinde sunuluyor.